Eğitim Emekçileri Yok Sayılmamalıdır

Eğitim Emekçileri Yok Sayılmamalıdır

Milli Eğitimde Genel İdari, Teknik, Yardımcı Hizmetler ve 4/C Kapsamında Çalışan Eğitim Emekçilerinin Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı 12-13 Aralık’ta Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapıldı. Çalıştayın ilk gününde, eğitim emekçilerinin yasal konumları, görevde yükselmeleri ve hukuksal durum ile kamunun dönüşümü ve yeni personel rejimi değerlendirildi, şubelerde yürütülen raporlar görüşüldü. Şube çalıştay raporlarının görüşüldüğü ikinci gün ise katılımcıların sorunları ve bu sorunlara dair önerileri değerlendirilerek çalıştay sonuç raporu oluşturuldu.

Eğitim Emekçilerinin Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı Sonuç Raporu

Türkiye’nin çeşitli illerinden Ankara’ya gelen genel idari hizmetler, teknik hizmetler, yardımcı hizmetler ve 4/C kapsamında çalışan eğitim emekçileri olarak yıllardır en temel ekonomik, sosyal ve özlük haklardan yoksun olarak çalışıyoruz.

Bugüne kadar genel idari hizmetlerde, teknik ve yardımcı hizmetlerde çalışan, 4/C statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin sorunlarının yeterince tartışılmaması, yaşadığımız sorunlar ve sıkıntıların çözümü noktasında yeterince adım atılmamış olması önemli bir eksiklik olmakla birlikte, sendikamız Eğitim Sen tarafından konunun gündemleştirilmesi önemlidir.

Eğitim Sen, eğitim öğretim hizmet kolunda çalışan, hangi görev ya da statüde olursa olsun, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin hak kazanma ve mücadele örgütüdür. Eğitimin ve bilimsel üretimin gerçekleşmesinde öğretmeninden yardımcı hizmetlisine, genel idari hizmetlerden teknik hizmetlere ve 4/C statüsünde çalışan arkadaşlarımıza kadar bütün emekçilerin kolektif emeği olduğu, eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde harcanan her emeğin değerli olduğu açıktır.

Yıllardır tüm eğitim ve bilim emekçileri, özellikle genel idari, teknik, yardımcı hizmetler ve 4/C’li olarak çalışan arkadaşlarımız esnek, güvencesiz çalışma biçimlerine mahkum edilmekte, görev tanımları belli olmadığı için angarya çalışmanın en ağır biçimleri ile karşı karşıya bırakılmaktadır.

Hükümetin Kamu Personel Rejimi’nde yapmak istediği değişiklikler, esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın daha da yaygınlaşmasını hedeflemekte, eğitim emekçilerinin çalışma koşulları giderek ağırlaşmaktadır. Ekonomik, sosyal ve özlük haklarımızın elimizden alınmak istenmesine karşı sessiz ve tepkisiz kalmayacağımız bilinmelidir.

Türkiye’de yıllardır çok ağır çalışma koşulları altında ve özveriyle görev yapan eğitim emekçilerinin yaşam koşulları giderek ağırlaşırken, boş kadro olmasına rağmen, uzunca bir süredir eğitim kurumlarına genel idari hizmetler, teknik personel ve yardımcı hizmetler sınıfında memur alımı yapılmamakta, ‘dışarıdan hizmet satın alma’ yöntemi ile taşeronlaştırma uygulamaları yaygınlaştırılmaktadır.

Özelleştirilen kurumlardan Milli Eğitim Bakanlığı’na aktarılan 4/C’li çalışanlar ve okul aile birliklerince (öğrencilerden toplanan paralarla) istihdam edilen ya da İŞKUR tarafından Toplum Yararına Çalışma (TYÇ) şeklinde geçici ve güvencesiz olarak istihdam edilen personel ile sorunların çözülmesi mümkün değildir. Kadrolu istihdamdan adım adım vazgeçilmesi anlamına gelen bu uygulamaya son verilmeli, kamuda kadrolu ve güvenceli istihdam politikaları benimsenmelidir.

Siyasi iktidar kamu istihdamını kendi istediği gibi düzenlemek istemekte, bu nedenle tüm kamuda yoğun bir siyasal kadrolaşma faaliyeti yürütmektedir. Eğitim kurumlarında yaşanan yoğun siyasi kadrolaşmanın yarattığı keyfi ve hukuksuz disiplin cezaları ile angarya, sürgün gibi yöntemlerle baskı politikalarının artması, özellikle Eğitim Sen üyelerine yönelik baskılar dikkat çekicidir.

Emeğin sömürülmesini kolaylaştırmak için iş güvencesinden yoksun bırakmak, emekçileri kategorilere ayırarak emekçilerin birliğini bozmak ve mücadele birlikteliğini ortan kaldırmak isteyenler, emekçileri farklı statülerde çalıştırıp karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır. Rekabet, verimlilik gibi söylemler altında emekçiler arasındaki dayanışmayı ortadan kaldıranların, en küçük bir hak talebine ya da var olan hakların kullanılmak istenmesine sürgün, mobbing, soruşturma gibi yöntemlerle karşılık vermesi kabul edilemezdir.

Eğitim alanında çoğu zaman harcadığı emek görmezden gelinen, hatta yok sayılan idari, teknik personel, yardımcı hizmetli ve 4/C’li arkadaşlarımızın sorunlarını tartışmak ve yaşanan sorunlara kalıcı çözüm önerileri üretmek amacıyla düzenlediğimiz çalıştayda yürütülen tartışmalar ve şubelerimizden gelen raporlar doğrultusunda belirlenen sorunlar ve talepler şu şekildedir;

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm kurum ve kuruluşlarda çalışan ve eğitim-öğretim sınıfı dışında bulunan tüm personel eğitim-öğretim sınıfına tabi tutulmalı, ekonomik, sosyal ve özlük haklarda iyileştirme yapılmalıdır.

Milli eğitim müdürlüklerinde çalışan avukat, mimar, mühendis, uzman, teknisyen ve şeflerin yeniden ek ders uygulamasının içinde olmaları sağlanmalıdır.

Genel İdari Hizmetler (GİH) kadrosunda şef olarak çalışan personelin yetki ve sorumluluklarının çok olmasına karşın, sosyal hakları ve ücretleri yetersizdir.

Şube müdürleri şeflerin bir üstüdür ancak, aralarındaki özlük hakları ve ücret eşitsizliği düzeltilmeli, daha adaletli bir düzenleme yapılmalıdır.

Atama ve yer değiştirmelerde sendika temsilcisinin komisyonlarda bulunmasının sağlanması için çalışma yürütülmesi ve adaletli görev dağılımları için çaba sarf edilmelidir.

Görevde yükselme başarı puanının 70’den 60’a çekilmesi için girişimlerde bulunulmalıdır.

Üniversite mezunu memurlar emeklilikte 3. derecenin altına inememektedir. Bu sorun giderilmelidir.

Memurlar, ÖSYM ve tüm merkezi sınavlarda görev alabilmelidir. Ayrıca kurum içi sınav görevi adil, sıralı ve eşit olarak dağıtılmalıdır.

MEB personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik ile şube müdürü, tesis ve basımevi müdürü kadrolarına atanacaklara yazılı ve sözlü sınavda başarılı olma şartı getirildiğinden sözlü sınav şartı hak kaybına/gaspına neden olmaktadır. Bu nedenle sözlü sınav tümüyle kaldırılmalıdır.

Memurların kurum içinde görevlendirmelerinde, ek ücret alan bölümlerin gelirlerinin havuzda toplanarak çalışan tüm personele eşit olarak dağılımı yapılmalı, gerektiğinde o bölümün mesai gerektiren işleri bölüm dışındaki personelden de yardım alınarak gerçekleştirilmelidir.

İl içi ve il dışı atamalardaki çalışma süreleri öğretmenlerde olduğu gibi belirlenmelidir. Norm kadrolar iş yüküne göre belirlenmeli ve objektif olmalıdır. Kadın ve engelli çalışanların çalışma şartları ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmeli ve pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.

Görevlendirmelerde, sınıflandırma, kariyer ve liyakat ilkelerine uyulmalıdır. Görevde yükselme sınavlarında üniversite mezunu yardımcı hizmetler sınıfındaki (YHS) personel memurluk basamağını atlayarak, doğrudan şeflik kadrosuna başvurabiliyorken, GİH sınıfındaki üniversite mezunu memurlar sadece şeflik kadrosuna başvurabilmekte, şube müdürlüğü için başvuru yapamamaktadır. Ayrıca görevde yükselme sınavlarından önce eskiden yapıldığı gibi hizmet içi eğitim yapılması gerekmektedir.

Şeflerin denge tazminat oranları şube müdürlerine yakın bir orana getirilmelidir.

GİH, YHS ve teknik personelin hafta içi ve hafta sonu fazla mesai çalışmaları için fazla mesai ücreti ödenmelidir.

Özellikle eğitimde 4+4+4 düzenlemesi sonrasında ikili eğitim yapan okullarda mesai saatlerinde farklılıklar meydana gelmiş, hizmetlilerin giriş-çıkış saatlerinde her gün en az 2-3 saat fazla çalışma ortaya çıkmıştır. Bu fazla çalışma karşılığı ücret için çalışmalar yürütülmelidir.

Kurum içi yapılan görevde yükselme sınavlarından sınav ücreti alınmamalıdır.

Merkezi yerlerde normlar dolu olmasına rağmen dışarıdan görevlendirme yapılması sorun yaratmaktadır. Bunun yerine ihtiyaç duyulan yerlerde ek personel istihdamı için norm talep edilmelidir.

Mobbinge, sürgüne, görev dağılımındaki adaletsizliğe ve siyasi kadrolaşmaya son verilmelidir.

Bölüm çalışanları arasında iş bölümü yapılması, çalışan personelin eğitimine ve isteğine göre görev almak istediği bölümlerde çalıştırılması daha yararlı olacaktır.

Çalışma ortamındaki fiziksel koşulların düzeltilmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınması gerekmektedir.

Tüm hizmet sınıflarından personele yönelik hizmet içi eğitim seminerlerinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir.

Okullardaki teknik personele (teknisyenlere) yaptıkları bakım onarım ve tamir çalışmaları sonrasında ayrıca öğrencilerle bire bir çalışıyor olmaları nedeniyle ek ders ücreti ödenmelidir.

Görevde yükselmelerle ilgili hazırlanan kılavuzlar, kadrolaşmaya uygun hazırlanmaktadır. Kılavuzların daha objektif hazırlanması sağlanmalı bunun için sendikamız müdahil olmalıdır.

Teknisyen olarak hizmet üreten çalışanlar için düzenli olarak hizmet içi kurslar düzenlenmeli, aksi hallerde iş kazalarından çıkabilecek sorunlarından sorumlu tutulmamalıdır. İşyerlerinde iş güvenliği uzmanları bulunmalıdır.

Hizmetli memur, teknisyenler ve sağlık hizmetleri personellerinin özel hizmet tazminat oranları artırılmalı, 8. dereceye düşen tüm personele ek gösterge ödenmelidir.

Öğretmen çocuklarının faydalandığı tüm haklardan, tüm hizmetli, memur, teknisyen ve yardımcı hizmetlerde çalışan personellerin çocukları da faydalanmalıdır. Buna uygun düzenlemeler yapılmalıdır.

Engelli olarak görev yürüten emekçilere engel durumlarına göre görev verilmeli, engelleri kolaylaştıran fiziki koşullar ile ulaşım olanakları sağlayacak tedbirler alınmalıdır.

Eğitim emekçilerinin tamamına hiçbir ayrım gözetmeksizin servis ve kreş imkanı verilmelidir.

Özel hizmet tazminatı memur, V.H.K.İ ve hizmetli personel için yüzde 75 oranında belirlenmelidir.

YHS kadrosunda görev yapan eğitim emekçilerinin çalışma saatleri belirsiz, yapmakla yükümlü oldukları işler tanımsızdır. Yöneticiler tarafından tebliğ edilen “Görevleriniz” konulu kurum içi görevlendirme yazılarında görev alanları keyfi olarak belirlenmektedir. Bu nedenle görev tanımları net olarak yapılmalı, görev yazılarının sonuna eklenen “Amirin verdiği diğer işleri yapar” ibaresi mutlaka kaldırılmalıdır.

Kalorifer yakanlara iş kıyafeti ve iş risk ücreti verilmelidir.

Seyyar görev ödeneği ihtiyacı karşılayacak şekilde arttırılmalı ve seyyar görevi olan personele her gün için ödenmelidir.

YHS’de çalışanlara 3 yılda bir yer değiştirme hakkı tanınmalı, görevde yükselme sınavı periyodik olarak 2 yılda bir yapılmalıdır.

İşyerinde personelin yapabileceği işlerin dışarıdan görevlendirmeyle yapılması gibi esnek çalışma uygulamalarına son verilmelidir.

Teknik hizmetler sınıfında çalışan personel asli görevi dışında çalıştırılmakta, bu sebeple giyecek yardımı ödeneği ödenmemektedir.

10 yıl hizmeti olan memurların açılacak şube müdürlüğü sınavlarına katılımı sağlanmalı, emekli olacak tüm eğitim emekçilerinin emekli maaş kesintileri sonlandırılmalı ve emeklilere insanca yaşayabileceği ücret verilmelidir.

Kapatılan ve özelleşen kurumlarda çalışanların diğer kurumlara geçişinde hak kayıpları yaşanmazken, 4/C’li olanların mağdur edilmesi büyük bir ayrımcılıktır ve bu ayrımcı uygulamaya derhal son verilmeli, tüm 4/C’li personel kadroya alınmalıdır.

Hizmetli, memur ve 4/C’li personel çocuklarına da tıpkı öğretmen çocukları gibi yatılı ve burslu kontenjandan yararlanma imkânı sağlanmalıdır.

Eğitim kurumlarında hizmetlileri gece bekçisi olarak görevlendirme uygulanmasına son verilmeli, özel güvenlik eğitimi almış kadrolu yeni çalışanlar alınarak güvenlik sorunu çözüme kavuşturulmalıdır.

Her eğitim kurumunda memurlar, teknisyenler, 4/C’liler ve hizmetliler için oda tahsis edilmeli ve bu odalar dinlenmeye imkân sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.

Yetiştirme yurdundan çıkmış ve eğitim kurumlarında hizmetli olarak çalışan gençlere yönelik olarak psikolojik  destek birimleri oluşturulmalı, toplum tarafından şu ya da bu nedenle dışlanan bu gençlerimizin topluma kazandırılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Yetiştirme yurdunda büyüyen gençlerin istihdamına özel önem verilmeli, bu durumdakiler maddi ve manevi olarak desteklenmelidir.

Her yıl hizmetlilere verilen giyim yardımları memur ve teknisyenlere de verilmeli, giyim yardımı miktarı arttırılmalı ve nakit olarak da ödenebilmelidir.

MEB ve yükseköğretim bünyesinde bulunan lojmanlardan idari personelin de yararlanması sağlanmalıdır.

Ön lisans ve lisans mezunlarının AÖF ve ÖSYM sınavlarında idari personellere görev verilmesi sağlanmalıdır.

Üniversite mezunu tüm memurların ek göstergeleri 3600’a çıkarılmalıdır.

657 4/C’li personel ile kamuda çalışan personelin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda derece-kademe yükselmesinden faydalanması sağlanmalıdır.

4/C’lilerin iş sonu tazminatından gelir vergisi kaldırılmalıdır.

Ek ödemelerin tamamı maaşlara dahil edilmeli, vergi dilimi %15’te sabitlenerek, artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmelidir.

Okullarda ve eğitim kurumlarında karar alma süreçlerine memur, teknik personel ve yardımcı hizmetliler de katılmalı, kendilerinin görüş ve önerileri dikkate alınmalıdır.

Öğretmenlerin faydalandığı toplu taşıma indiriminden tüm eğitim emekçilerinin yararlanması sağlanmalıdır.

Eğitimde taşeron çalıştırma uygulamaları tamamen kaldırılmalı, kadrolu istihdam politikaları benimsenmelidir.

Tüm eğitim emekçilerinin yemek ve ulaşım sorunları çözülmeli, yemek yardımı, isteyen çalışanlara nakdi olarak da ödenebilmelidir.

Kadın çalışanların çalışma koşulları iyileştirilmeli, süt izinleri sağlıklı yürütülmeli, emzirme odaları sağlanmalıdır.

4/C’li personelin yıllık izinleri hizmet yılına göre, diğer çalışanlarda olduğu gibi düzenlenmelidir.

Fazla çalışma yaygın olarak yaşanmaktadır. Çalışma saatleri yasal olarak belirlenmeli ve fazla mesai ücretleri her hizmet grubuna ödenmelidir.

Yer değiştirmelerde boş kadrolar belirlenmeli, duyuruları eksiksiz yapılmalı ve adaletli bir atama olmalıdır.

Müfettişlik kadrosunda farklı statüler arasında aynı işi yapmalarına rağmen ücret farklılıkları ve üzerlerinde siyasi kadroların baskıları, dayatmaları vardır. Buna karşı özerk çalışma ortamı sağlanarak eşit işe eşit ücret adaleti sağlanmalıdır.

Tüm eğitim emekçilerine yıpranma payı fiili hizmete sayılacak şekilde uygulamaya geçilmelidir.

Öğretmen evleri gibi tüm sosyal tesislerden her eğitim emekçisi indirimli yararlanmalıdır.

Teknik personelin denetimlerdeki imza yetkisi farklı kurumlarla yazışmalarda geçerli sayılmakta, kurumsal idari sorumluluk paylaşılmamaktadır. Denetim yetkisi son aşamada kurumlar arası yazışma ile tamamlanmalıdır.

Okullarda açılan hafta sonu kurslarında görevlendirilen personele ücret ödenmelidir.

Benzer İçerikler

Bizi Takip Edin

En Üste Çık