Kestel’de 1 Mayıs Kutlaması yapıldı

Kestel’de 1 Mayıs Kutlaması yapıldı

Kestel’de 1 Mayıs Kutlaması yapıldı

 

*Sevgili Kestelliler, değerli basın emekçileri ve bizleri yalnız bırakmayan sivil toplum temsilcileri hepiniz hoş geldiniz.

 
 

*Bugün 1 Mayıs’ta yapmayı planladığımız İşçi Bayramı’nı olağanüstü koşullar nedeniyle bugün yapmak zorunda kaldık.*

*Gönlümüzden geçen daha coşkulu 1 Mayıs kutlamaları yapmaktı. Maalesef bunu ertelemek gerekti. Ayrıca bugün saat 17.00 de Bursa kent meydanında da kitlesel basın açıklaması yapılacaktır.

 *Sevgili Kestelliler, yaşadığımız pandemi sürecinde her zaman olduğu gibi olumsuz etkilenen kesimlerin başında yine işçiler ve emekçiler olmuştur.

*Zaten çok zor koşullarda iş bulan ve çalışan bu kesimler, kapanma süreçlerinde yalnız bırakılmıştır ve yalnız bırakılmaya devam edilmektedir.

*Yapılan bazı küçük ve yetersiz destekler, sanki herkese ve yeterli yapılıyormuş gibi yansıtılmaktadır. Bu durumu yandaş basın tarafından abartılarak sunulması da ayrıca üzücüdür.

*Gerçekler sokağın yansıttığıdır. Market reyonlarındaki fiyatlardır. 1liralık halk ekmek kuyruklarıdır. Bugün işçi, emekçi kesim için asıl bayram nedir biliyor musunuz? Bugün Karnımızı doyurabildik.

* Şunu artık anlamalıyız. Yaşadığımız yer kaderimiz değildir, verdiğimiz oy kaderimizdir.

Ülkemizde kamu adına çeşitli görevler bulunan bürokratlar 4/5 maaş alıyor. Bunların alın teri dökerek askeri ücretle çalışanların, karton toplayanların, çocuk işçilerin, emeklilerin problemlerini çözeceğini mi sanıyorsunuz?

Ne demiş Şair HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL

Eti geçti
duydun mu
bıçak kemikte
duymadınsa duy artık
behey Allah’ın kulu
bıçak kemikte

Duy da silkin n’olursun
bu ne biçim uyku bu
bıçak kemikte

Verilmemiş alınmış hep
yük vurulmuş dağlar gibi – insanlık bu mu
çalıyor sömürünün imdat çanları
kımılda da kurtar şu onurunu
bıçak kemikte

Topraksa paylaşılmış kıyılarsa yağmalanmış
umut hacizde
ya bu neyin PUŞTLUĞU bu
sana yokluk, sana yasak, sana dam
insan değil – hâşâ – bir YAĞMACI SOYU bu
bıçak kemikte

*İnsan neden çalışır, mutlu olmak için en azından bir evi olsun bir arabası olsun. Çocuklarını iyi bir şekilde eğitmek ister. Kısa yoldan düşünelim. Asgari ücretli bir çalışanın alın teriyle aldığı maaşla bir ev alabilmesi mümkün mü, hadi onu geçtim. Peki bir araba alması mümkün mü? Ya Yerli ve milli turizm cenneti ülkemizde tatil yapabilir mi? Peki bu nasıl bir çalışma hayatı. Kişiler ay sonunu bırakın ay ortasında cebinde kaç lirası var.

*Gelelim emeklilerimize bu ülke için yıllarca emek vermiş, vergi ödemiş insanlarımız. 3 yıldır 1000 tl aldılar. Ve çocuğa harçlık verir gibi 100 tl bir artış yapıldı. Harca harca bitmez.

*Bir diğer boyuttu insanlarımız için iş bulmak zaten sorunken bir de iş yerlerindeki çalışma koşulları var ki düşman başına. Baskı var, eziyet var, taciz var. Hani esnaflar için bir söz vardı. “Müşteri her zaman haklıdır.” Bu çalışan kesim için ise “Patron her zaman haklıdır.” Noktasına taşınmıştır. Soma da yaşananlar hala göz önünde. Ölen öldüğüyle kalıyor ülkemizde.

*Televizyon ekranlarında iki dünyayla karşılaşıyoruz. Birinde lüks, şatafat dolu tozpembe hayatlar. Diğer tarafta sabır ve şükürle teskin edilmeye çalışılan halk. Bütün bunlara sonuna kadar alet olmuş medyamız ise cabası.

Sorunlar her kesim çalışanında hat safhadadır. Sağlık, Eğitim, Adalet, Emniyet gibi her alanda kendini göstermektedir. Kısa çalışma ödeneği adı altında nice çalışan insanımız mağdur edilmektedir. İşten çıkarma yasaklarında çalışanlara virüsten beter kod 29 adıyla tazminatsız çıkarılmalarına şahit oluyoruz. Neymiş Avrupa bizi kıskanıyor. Biz de göbek atıyoruz mutluluktan.

Hele hele bu dönemde Sağlık çalışanlarına verilen döner sermaye ücretleri çok çok komik düzeydedir. Bir de devletimizin kendi sistemine entegre ettiği ücretli öğretmenlik yapanlarımız var. Bunların aldıkları ücret inanın asgari ücretin çok çok altındadır. Sigortaları yarım yatmaktadır. Bir ücretli öğretmen kesintisiz 70 yıl çalışırsa emekli olabiliyor. Evet bunu yerli ve milli devletimizin kendi vatandaşına layık gördüğü muameledir.

Deveye demişler boynun eğri diye, Deve de demiş ki nerem doğru ki; işte içinde bulunduğumuz durum maalesef bu.

Alın teriyle çalışan insanlarımızı; yöneticilere, patronlara, sermayeye üç kuruş için onurunu, şerefini ayaklar altına aldırtan bu sistemedir itirazımız. Bu şartlarda işçinin bayram kutlaması nasıl olacaktır. Bu sorunları çözülürse her gün bayram olacaktır.

1 Mayıs İşçi Bayramı basın açıklamamız burada sona ermiştir. Katılan herkese teşekkür ediyorum. Herkesin Bayramını şimdiden kutluyorum. Yaşan 1 Mayıs Yaşasın Halkların, emekçilerin birlik, beraberlik ve dayanışması.

Benzer İçerikler

Bizi Takip Edin

En Üste Çık