Eğitim Emekçilerinin Talepleri Dikkate Alınmalı, Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi Geri Çekilmelidir!

Eğitim Emekçilerinin Talepleri Dikkate Alınmalı, Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi Geri Çekilmelidir!

Eğitim Emekçilerinin Talepleri Dikkate Alınmalı, Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi Geri Çekilmelidir!

Tarih: Kategori: Basın AçıklamalarıManşet

31 Aralık 2021 tarihinde TBMM’ye sunulmasından bu yana eğitim emekçilerinin gündemini oluşturan Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi, eğitim çalışanlarının ve sendikaların tamamına yakınının eleştirilerine rağmen 1 Şubat Salı günü TBMM Genel Kurulu gündemine getirilecektir.

Eğitim Sen olarak daha önce defalarca belirttiğimiz gibi, TBMM’ye sunulan kanun teklifi gerek biçimi, gerekse sınırlı içeriği açısından bir meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Kanun teklifinde özel okullar ve kurslarda çalışan öğretmenlerin ekonomik ve sosyal haklarına ilişkin hiçbir düzenleme olmaması çok önemli bir sorundur. Ülkemizde bulunan bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik sınırlı düzenlemeler içermesi kabul edilemez.

Öğretmenlik mesleği gibi 18 milyona yakın öğrencinin eğitim hakkını yaşama geçirme ve bir milyona yakın öğretmenin ekonomik, sosyal ve mesleki haklarını 13 maddelik bir kanun metni ile düzenlemek, öğretmenlik mesleğine ne kadar değer verildiğini göstermektedir. Eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konunun birkaç kanun maddesi üzerinden büyük ölçüde statü farklılaşması ve maaş artışına indirgenmesi doğru bir uygulama değildir.

Teklifte uzman öğretmen ve başöğretmenlerin görev, yetki ve sorumlulukları, diğer öğretmenlerden ayırt edilemediği için eşit işe eşit ücret ilkesinin ihlal edildiği açıkça görülmektedir. Aynı işi yapan öğretmenlerin uzman öğretmen, başöğretmen gibi statü farklılıkları üzerinden ayrıştırılması, hatta kendi içinde bölünmesi iş yerinde çalışma barışının bozulmasına neden olacak, eğitim sistemi bu durumdan kaçınılmaz olarak olumsuz etkilenecektir. Yapılması gereken öğretmenleri statülerine göre sınırlandırıp, birbirine rakip haline getirmek değil, öğretmenler arasında halen var olan  sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımlarına son veren ve kadrolu çalışmayı esas alan düzenlemeler yapmaktır.

Teklifte aday öğretmenlere yönelik adaylık sınavının kaldırılması bir müjde olarak sunulurken, sınavın işlevinin Adaylık Değerlendirme Komisyonu’na devredilmesi, aday öğretmenlerin iş güvencesine yönelik büyük bir tehdit anlamını taşımaktadır. Bu düzenleme ile atamalarda yoğun olarak gündeme gelen mülakat-torpil uygulamalarının yeniden gündeme gelmesi, arşiv taraması ve güvenlik soruşturması gibi uygulamalar üzerinden yeni mağduriyetlerin ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Kanun teklifi hazırlanırken 5 Ekim 1966 yılında kabul edilen, ILO-UNESCO ortak belgesi olan Öğretmenliğin Statüsü Tavsiye Kararı yok sayılmıştır. Türkiye tarafından da onaylanan Tavsiye Kararı öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik olarak bugüne kadar atılmış en önemli ve kapsamlı adımdır.

Eğitim Sen olarak yarın TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi ile ilgili olarak, eğitim alanında örgütlü bütün sendikalara, sendikalı ya da sendikasız tüm eğitim emekçilerine ortak tepki göstermek adına çağrıda bulunuyoruz. Bugün bizleri farklı statüler üzerinden bölmek isteyenlere karşı birlikte hareket etmezsek, hiçbir meslektaşımızın onaylamadığı bu düzenlemeyi geri çektiremezsek, yarın daha büyük saldırıların hedefi olmamız kaçınılmaz olacaktır.

Eğitim Sen olarak son bir aydır yaptığımız sayısız basın açıklaması, iş yerlerimizde gerçekleştirdiğimiz toplantılar, eylem ve etkinliklerde defalarca dile getirdiğimiz talebi buradan bir kez daha tekrarlamak istiyoruz: Kanun teklifinin muhatabı olan eğitim emekçilerinin bilgisi ve önerileri dışında hazırlanan, onların temel haklarını ve taleplerini içermeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi derhal geri çekilmelidir. Bir meslek kanunu hazırlanacaksa “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” temel alınmalı, sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerin hakları ve taleplerini güvence alına alan yeni bir düzenleme yapılmalıdır.

Benzer İçerikler

Bizi Takip Edin

En Üste Çık