Çocuklarımızı Karanlığınıza Teslim Etmeyeceğiz!
06.12.2022 Salıİsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın onursal başkanı Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı, babası tarafından 6 yaşındayken ‘evlendirildiğini’, çocukluğu boyunca istismara maruz bırakıldığını anlatarak şikâyetçi oldu. Bir kadının çocukluğu boyunca üstelik ‘ailesinin onayıyla’ istismara maruz bırakıldığına dair beyanları ile adları taciz, tecavüz ve katliamlarla anılan cemaat, tarikat ve dini vakıflar, bir kez daha bir çocuğun çaresizliğe mahkûm edilmesine, yıllarca istismara maruz kalmasına yol açmasıyla karşımıza çıkmıştır. Öte yandan söz konusu skandal, artık neredeyse her gün bir yenisiyle karşılaştığımız kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve istismarın korkunç boyutunu gözler önüne sermektedir.
Ayrıca, söz konusu vakfın Milli Eğitim Bakanlığı ile ‘iş birliği’ ile yürüttüğü eğitim projelerinin bilinmesi, en önemli faaliyet alanının eğitim olması, 7. sınıftan itibaren öğrencilerin kaydını alarak hafızlık dersi vermesi de durumun ne kadar vahim olduğunu bir kez daha göstermektedir.
Eğitim sistemi, özellikle AKP iktidarı döneminde, siyasi iktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki politikalarının bir sonucu olarak, dini faaliyetlerin, MEB, Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve cemaatler eliyle örgütlenmeye çalışıldığı bir alan haline getirilmiştir. Bu zihniyetin kadınlara ve özellikle kız çocuklarına reva gördüğü yaşam tarzı ise eğitim sisteminden ve toplumsal hayattan dışlayarak, kadını, yok sayıldığı bir yaşama hapsetmektir.
Türkiye’de milyonlarca kız çocuğu, hâlâ eğitime, sosyal ve yasal haklara erişememekte, erken yaşta evlenmeye zorlanmaktadır. Özellikle kız çocukları, çocuk işçiliğine, ev içi emek sömürüsüne, yoksulluğa, şiddete, istismara ve ayrımcılığa daha fazla maruz kalmaktadır. Siyasi iktidarın sorunu çözmek yerine katmerleştiren politikaları ise süreci giderek ağırlaştırmaktadır. Öyle ki iktidar çocuk evliliklerinin yolunu açan, şiddet ve istismar faillerinin elini kolaylaştırıp cesaretlendiren yasal düzenlemelerle, kız çocuklarını eğitimden, toplumsal hayattan koparıp güçsüzleştiren, geleneksel ataerkil rollere hapseden politikaları meşrulaştırmaktadır.
Bu bağlamda, okula erişemeyen kız çocuklarına dair son resmi veriler durumun ne kadar vahim ve kaygı verici boyutlara ulaştığını göstermektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2021-2022 eğitim öğretim yılı okullaşma istatistiklerine göre, ilkokulda 195 bin, ortaokulda 298 bin, lisede 373 bin kız çocuğu eğitimin dışındadır. Açık öğretimde okuyan kız çocuğu sayısını ise 636 bin 270 olarak belirten istatistikler toplamda 1,5 milyonu aşkın kız çocuğunun eğitim sisteminin dışında bırakıldığını göstermektedir. Eğitime devam etmeyen kız çocukları şiddet, istismar riski altında yaşamlarını sürdürmekte, çocuk yaşta evliliğe maruz bırakılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı ise bu konuda hiçbir çalışma yürütmemekte aksine cemaat, tarikat ve vakıflarda yaşanan istismar vakaları ortadayken, protokoller imzalayarak gerici zihniyetin okulların içine girmesine izin vererek çocukları istismara açık hale getirmektedir.
AKP-MHP iktidar bloğu eliyle eğitimin dinselleştirildiği bu süreçte, dini tarikat ve cemaatlerin çocuklara ve topluma karşı işlediği suçlar ise siyasi iktidar ve yargı tarafından sürekli hasıraltı yapılmakta, bu suçların üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Ancak bizler Eğitim Sen olarak çocuklarımızı bu karanlığa teslim etmemek için gerçeği ısrarla söylemeye devam edeceğiz.
Çocuğu koruyan uluslararası sözleşmeleri uygulamayan, failleri aklayan, cezasızlık politikalarında ısrar eden yargı, çocukları korumayan kolluk kuvvetleri, evlilik yaşının 12’ye düşürülmesini isteyen Diyanet İşleri Başkanlığı, laik ve eşit eğitim hakkını yok sayan, cemaatlerle iş birliği yapan Milli Eğitim Bakanlığı, İstanbul Sözleşmesi’ni geri çeken, tekçi, gerici ve cinsiyetçi temelde bir toplum inşasını hedefleyen siyasi iktidar çocuk yaşta evliliklerin ve istismarın suç ortağıdır.
6 yaşındaki çocukları evlendiren, istismarı meşrulaştıran gerici, ataerkil zihniyetinizi kabul etmiyoruz! Çocuklarımızı karanlığınıza teslim etmeyeceğiz. Laik, eşit ve demokratik bir eğitim, çocuklarımıza özgür bir dünya bırakma mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!