Erdoğan’ın Engelli Öğretmen Atamasında Söylediği Sözler, Eğitim Emekçilerinin Sorunlarına Ne Kadar Uzak Olduğunu Göstermiştir!
26.04.2023 ÇarşambaErdoğan’ın Engelli Öğretmen Atamasında Söylediği Sözler, Eğitim Emekçilerinin Sorunlarına Ne Kadar Uzak Olduğunu Göstermiştir!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in katılımıyla MEB Şûra Salonu’nda düzenlenen törende 3 bin 500 engelli öğretmenin ataması yapılmıştır. MEB’in yıllardır engelli öğretmen atamalarını ağırdan aldığı, ataması yapılmayan bütün öğretmenler gibi, engelli öğretmenlerin atanma taleplerini uzun süredir göz ardı ettiği bilinmektedir. Engelli öğretmenlerin atanması, tıpkı 8 Mayıs’ta ataması yapılacak ancak 1 Eylül’de göreve başlayacak olan 45 binin öğretmenin atamasında olduğu gibi, seçim öncesinde iktidarın aklına ancak gelebilmiştir.
Engelli öğretmen atama töreninde konuşan Erdoğan’ın, ataması yapılan bir engelli öğretmene seslenerek “Ama sen pek engelliye benzemiyorsun. Engelli misin?” şeklinde alaycı ifadeler kullanması, başta engelli meslektaşlarımız olmak üzere, kamuoyunun tepkisi ile karşılanmıştır. Ülke yönetiminin en üstünde olan bir kamu görevlisinin engelli bir öğretmene yönelik bu tür alaycı ifadeler kullanması doğru değildir.
Erdoğan’ın aynı törende yaptığı konuşmada öğretmen maaşlarının yüksek olduğu algısı yaratmak amacıyla söylediği başöğretmen maaşının 25 bin lirayı, uzman öğretmen maaşının 22 bin 500 lirayı bulduğu yönündeki iddiaları da gerçeği yansıtmamaktadır. Eğitim Sen olarak, gündeme geldiği ilk günden itibaren “eşit işe eşit ücret” ilkesine aykırı bir düzenleme olduğu için karşı çıktığımız Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Kariyer Basamakları Sınavı sonucunda 67 bin öğretmen “başöğretmen”, 517 bin öğretmen “uzman öğretmen” unvanı almıştır. Sınava girmeyen ve on yıldan az kıdemi olan öğretmen sayısı ise 400 binin üzerindedir.
Kariyer Basamakları Sınavı sonrasında “başöğretmen” ve “uzman öğretmen” unvanı alan öğretmenler aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden daha yüksek maaş almaya başlamıştır. Örneğin 1. ve 2. derecede olan bir “başöğretmen” aynı derece ve kademedeki diğer meslektaşlarından net 4 bin 944 TL; “uzman öğretmen” ise aynı derece ve kademedeki meslektaşından farklı bir iş yapmadığı halde net 2 bin 472 TL daha fazla maaş almaktadır.
Göreve yeni başlayan bir öğretmen bugün 12 bin 224 TL maaş almaktadır. Bir okulda aynı derse girip, tamamen aynı müfredatı işleyen ve 25 yıllık kıdemi olan üç öğretmenden kariyer basamakları sınavına girmeyen normal bir öğretmen 15 bin TL; “uzman öğretmen” 17 bin TL; “başöğretmen” ise 19 bin 500 TL maaş almaktadır. Ek ders ücretleri eklense bile Erdoğan’ın ifade ettiği rakamlara ulaşmak mümkün değildir.
Aynı işi yapan öğretmenler arasında bu kadar yüksek maaş farklılığının olduğu bir eğitim sisteminde ne eşitlikten, ne adaletten ne de nitelikli eğitimden bahsetmek mümkündür. Öğretmenlerin tamamı ek ders ücreti almadığı gibi, ek ders ücreti alan başöğretmen ve uzman öğretmenlerin Erdoğan’ın ifade ettiği kadar maaş almadıkları bilinmektedir.
14 Mayıs seçimlerine giderken meydanlarda halkı kutuplaştıran ve ayrıştıran söylemler kullanan siyasetçilerin seçim atmosferinin etkisiyle gerçek dışı ve kamuoyunu yanıltıcı bilgiler vermesi doğru değildir. Dolayısıyla Erdoğan’ın engelli öğretmenlerin atanması töreninde söylediği sözler ve verdiği rakamlar, iktidarın eğitim emekçilerinin yaşadığı ağır sorunlara ne kadar uzak olduğunu göstermektedir.